icon

Getting all of the Nutrients you need simply cannot be done without supplements.

Nam libero tempore, cum soluta nobis eligendi cumque quod placeat facere possimus assumenda omnis dolor repellendu sautem temporibus officiis

+1 599 162 4545

5689 Lotaso Terrace, Culver City,
CA, United States

Gecenin ışığı: Melatonin

Kötü uyku enerjinizi tüketir, üretkenliğinizi azaltır, yüksek tansiyon ve diyabet gibi hastalıklara yakalanma riskini artırabilir.1

Melatonin, vücudunuza yatma zamanının geldiğini söyleyen bir hormondur. Ayrıca uykuya dalmak için mücadele edenler arasında takviye olarak kullanımı popülerdir.

Melatonin nedir?

Melatonin, vücut tarafından doğal olarak üretilen bir hormon. Beyinde epifiz bezi tarafından üretiliyor, ancak aynı zamanda gözler, kemik iliği ve bağırsakta da bulunur.2,3

Yüksek seviyedeki melatonin uykuya dalmanıza yardımcı olabildiğinden, genellikle “uyku hormonu” olarak adlandırılıyor. Aslında bizi yatağa deviren melatoninin kendisi değil. Vücut melatonin sayesinde uyku vaktinin geldiğini anlıyor, böylece rahatlama ve peşinden daha kolay uykuya dalmak mümkün oluyor.4

Melatonin, ayrıca birçok faydası olan güçlü bir antioksidan. Aslında göz sağlığını desteklemeye, mide ülserlerini ve mide ekşimesini tedavi etmeye, kulak çınlaması semptomlarını hafifletmeye ve hatta erkeklerde büyüme hormonu seviyelerini yükseltmeye de yardımcı olabiliyor. Yüksek antioksidan etkisi ile anti-aging uygulamalarında da sık sık takviye olarak kullanılır.

Son araştırmalarda, melatonin hormonunun pek çok kanser tümöründe büyümeyi azalttığı ve baskıladığı gösteriliyor.

Bağışıklık sisteminin önemli destekçilerinden biri de melatonin. Hatta antienflamatuvar süreçte olumlu özellikleri var. Kronik enflamasyon ile baş etmeye çalışıyorsanız, melatonin, kullanılması gereken takviyelerden biri gibi görünüyor.

Melatonin nasıl çalışır?

Melatonin, vücudunuzun sirkadiyen ritmi ile birlikte çalışıyor, kronobiyolojik etkileri var. Basit bir ifadeyle, sirkadiyen ritim vücudun iç saati; uyku, uyanma ve yemek zamanı geldiğinde size bilgi veriyor. Melatonin ayrıca vücut sıcaklığını, kan basıncını ve hormon seviyesini düzenlemeye de yardımcı.5,6

Hava karanlık olduğunda melatonin seviyeleri yükselmeye başlıyor ve uyku zamanı olduğunu vücuda bildiriyor.Üretimi, gözün retinası tarafından aydınlık ve karanlık tespitinden etkilenir. 19.00’dan sonra salınmaya başlar, giderek artar, gece en yüksek seviyesine çıkar ve sabaha karşı azalarak salınımı durur. En yüksek olmasını sağlayan koşul derin uykuda ve aç olmamızdır. Yatmadan önce bişeyler yediyseniz, 23.30’dan geç yattıysanız, diş sıkma gibi derin uykuya dalmanızı engeleyecek bir probleminiz varsa Melatonin salınımı azalır.

Gözlerde, uyanık kalmaya yardım eden dopamin seviyesinin azaltılmasını destekliyor.8,9,10 Az uyumakla övünenler varsa Melatonin seviyeleri düşük olabilir.

 Melatoninin uykuya dalmaya tam olarak nasıl yardımcı olduğu çok açık olmasa da, araştırmalar bu süreçlerin uykuya dalmayı kolaylaştırdığını düşündürüyor. Diğer taraftan ışık, melatonin üretimini bastırıyor ve bu da vücudun uyanma zamanının geldiğini bilmesinin bir yolu.11 Bu yüzden zifiri karanlıkta uyumamız çok önemli.

Vücudu geceleri yeterince melatonin üretemeyen insanlar, uykuya dalmakta sorun yaşayabiliyor. Melatoninin düşük seviyede olmasının nedenleri arasında birçok faktör var: Stres, sigara kullanımı, geceleri çok fazla ışığa maruz kalma (mavi ışık), gün boyunca yeterli doğal ışık alamama, vardiyalı çalışma ve yaşlanma.12,13,14,15

Takviye olarak almak işe yarar mı?

Melatonin takviyesi almak, düşük seviyedeki üretim açığını kapatmaya ve iç saatinizi normalleştirmenize destek sağlayabilir.

Yaşla birlikte vücudumuzun ürettiği ve salgıladığı Melatonin miktarı düşer.

Araştırma sonuçları, yatmadan önce melatonin takviyesi almanın uyumaya yardımcı olabileceğini gösteriyor.16,17,18,19

Uyku bozukluğu olan kişiler üzerine yapılan çalışmalarda, melatoninin uykuya dalma süresini ortalama 7 dakika kısalttığı ve kolaylaştırdığı bulundu. Ayrıca bu çalışmaların çoğunda, insanlar önemli ölçüde daha iyi uyku kalitesine sahip olduklarını belirtti.19

Jet lag; vücudunuzun dahili saati, yeni saat dilimiyle senkronize olmadığında oluşur. Vardiyalı çalışanlar, normalde uyku için kullanılan bir süre boyunca çalıştıkları için jet lag belirtileri yaşayabilirler.20 Melatonin, iç saatinizi zaman değişikliği ile senkronize ederek jet lag etkilerini azaltmaya yardımcı olabiliyor.21 Bu çalışmaların sonucunda hem düşük (0.5 mg) hem de yüksek dozların (5 mg) jet lag etkilerini azaltmada eşit derecede etkili olduğu anlaşıldı.22

 
 

Melatonin takviyesinin diğer faydaları neler?

Göz: Sağlıklı melatonin seviyeleri göz sağlığını destekleyebilir. Yaşa bağlı maküler dejenerasyonu (AMD) gibi göz hastalıklarının görülme riskini azaltmaya yardımcı olabilecek güçlü antioksidan faydaları var.23

Bir çalışmada AMD’li 100 kişiye 6 – 24 ay boyunca 3 mg melatonin verildi. Bu çalışmanın sonucunda günlük melatonin takviyesinin, herhangi bir önemli yan etki olmaksızın retinanın korunmasına ve AMD’nin hasarının gecikmesine yardımcı olduğu görüldü.24

Mide: Melatoninin antioksidan özellikleri, mide ülserlerini tedavi etmeye ve mide ekşimesini hafifletmeye yardımcı olabilir.25,26,27

21 katılımcıyla yapılan bir çalışmada, asit reflü için yaygın bir ilaç olan Omeprazol (mide asidini azaltır) ile birlikte melatonin ve Triptofan (mutluluk hormonu serotonin üretimi ile ilgili aminoasit) almanın, H. Pylori bakterilerinin neden olduğu mide ülserlerinin daha hızlı iyileşmesine yardımcı olduğu ortaya çıktı.28

Başka bir çalışmada, gastroözofageal reflü hastalığı (GÖRH) olan 36 kişiye melatonin, Omeprazol veya GÖRH ve semptomlarını tedavi etmek için her ikisinin bir kombinasyonu veriliyor. Melatoninin mide ekşimesini azaltmaya yardımcı olduğu gösterilmiş.29

Ancak bu araştırma alanı oldukça yeni ve gelecekteki çalışmalar, mide ülseri ve mide ekşimesi tedavisinde melatoninin ne kadar etkili olduğunu açıklığa kavuşturacaktır.

Kulak: Kulak çınlaması, kulaklarda sürekli bir çınlama ile karakterize bir durum. Uykuya dalmaya çalıştığınız sırada daha az arka plan gürültüsü olduğunda genellikle daha kötüdür.

Melatonin takviyesi, kulak çınlaması belirtilerini azaltmaya ve uyumanıza yardımcı olabilir.30,31,32 Bir çalışmada, kulak çınlaması olan 61 yetişkin, 30 gün boyunca yatmadan önce 3 mg melatonin alıyor. Bu çalışmanın sonucunda melatoninin, kulak çınlamasının etkilerini azaltmaya ve uyku kalitesini önemli ölçüde artırmaya yardımcı olduğu ortaya çıkıyor.32

Büyüme hormonu: Büyüme hormonu uyku sırasında doğal olarak salınır. Sağlıklı genç erkeklerde melatonin takviyesi, büyüme hormonu seviyelerini artırmaya yardımcı olabilir.

Çalışmalar melatoninin, büyüme hormonunun salındığı hipofiz bezini, daha duyarlı hale getirebildiğini gösteriyor.33,34 Ek olarak, hem düşük (0.5 mg) hem de daha yüksek (5 mg) melatonin dozlarının büyüme hormonu salımını uyarmada etkili olduğunu gösterilmiş.34

Depresyon: Mevsimsel depresyon, yaygın olarak “kış depresyonu” veya mevsimsel duygulanım bozukluğu (SAD) olarak bilinir. Bazı kanıtlar, mevsimsel depresyonun ışık ve uyku döngülerindeki değişikliklerden etkilendiğini gösteriyor.35

Buna karşılık, melatonin muhtemelen uyku döngüsüne yardımcı olarak mevsimsel depresyon belirtilerini azaltmaya yardımcı olabilir.36,37

Gelecekteki çalışmalar, melatoninin mevsimsel depresyon tedavisinde yararlı olup olmadığını netleştirmeye yardımcı olacaktır.

Melatonin nasıl alınır?

Melatonin denemek isterseniz, doktor kontrolünde düşük bir doz takviyesi ile başlayın.

Örneğin, yatmadan 30 dakika önce 0.5 mg (500 mcg) veya 1 mg ile başlayın. Bu uykuya dalmanıza yardımcı olmuyorsa, dozunuzu 3-5 mg’a çıkarmayı deneyin.

Bundan daha fazla melatonin almak, daha hızlı uykuya dalmanıza yardımcı olmayacak. Amaç, uykuya dalmanıza yardımcı olacak en düşük dozu bulmak.

Bununla birlikte, takviye prospektüsünüzdeki talimatları takip etmek en iyisidir.

Güvenlik ve yan etkiler

Mevcut kanıtlar melatonin takviyelerinin güvenli olduğunu, toksik olmadığını ve bağımlılık yapmadığını gösteriyor.38 Bununla birlikte, bazı insanlar uyku hali, baş dönmesi, baş ağrısı ve mide bulantısı gibi hafif yan etkiler yaşayabilir.

Melatonine başlarken dozu giderek artırmak sizin Melatonin ihtiyacınızı belirlemekte fayda sağlar. Bir titrasyonu var yani. 3 mg gibi küçük bir dozla başlayıp birkaç gün arayla dozu artırabilirsiniz. 10 mg üzeri için doktorunuza danışmakta fayda var.

Melatonin, bazı ilaçlarla etkileşime girebilir. Bunlar arasında kan sulandırıcılar, tansiyon ilaçları ve antidepresanlar var.39,40,41

Ayrıca çok fazla melatonin almanın, vücudun doğal olarak melatonin üretmesini engelleyeceğine dair bazı endişeler de var. Bununla birlikte çeşitli çalışmalar, melatonin almanın vücudun kendi başına yapma yeteneğini etkilemeyeceği sonucuna varıyor.42,43,44

Melatonin üretimimizi doğal yollarla artırmak mümkün

  • Doğal güneş ışığına maruz kalmayı artırın.
  • Makul bir zamanda yatağa gidin (en geç 23.30).
  • Geceleri yapay/mavi ışık kullanmayın. TV, telefon, tablet, bilgisayar ekranları mavi ışık yayar. Oysa Melatonin salınımını kırmızı ışık artırır.
  • Melatoninden ve triptofandan zengin gıdalardan daha fazla yiyin.
  • Çinko ve magnezyum seviyelerinin yeterli olması, B3, B6, B9 ve B12 eksiklerinin önlenmesi melatonin üretimi açısından önemli.
  • Yatak odanız zifiri karanlık olsun veya göz bandı takın. En küçük bir ışık hüzmesi melatonin salınımını bozar.

Daha iyi bir uyku için tıklayın.

Ateşi mitolojik Tanrılardan çalıp insanlara veren Prometheus’a Zeus’un verdiği ceza neydi biliyor musunuz? Her gün yenilenen karaciğerinin bir kartal tarafından yenmesi. En büyük ceza. İste karaciğerin kendini yenileme kapasitesine ve karaciğeri olmadığında nasıl acı çekildiğine dair çok güzel bir örnek.

Glutatyon, tüm vücutta doğal olarak üretilen, özellikle karaciğer ve beyin hücrelerinde etki gösteren güçlü bir antioksidan. Sağlıklı kalmak ve hastalıklardan korunmak için gerek duyduğumuz en önemli moleküllerden biridir.1,2 Yaşlanma, kanser, kalp damar hastalıkları, bunama (demans) ve birçok kronik/dejeneratif hastalığın önlenmesinde temel öneme sahip.3

Tekrar hatırlatmak istiyorum, elbette sadece bir molekül yetmez. Sağlığımızla ilgili her konuya bütüncül yaklaşmak gerekiyor. Neden toksin birikimi oluyor, bunları nasıl almayabiliriz, toksinleri vücudumuza girdiğinde nasıl kolaylıkla atabiliriz, vb soruların yanıtlarına mutlaka bakmak gerekiyor. Yoksa geçici bir çözüm üretmiş oluruz ki hedefimiz bu değil.

Glutatyon molekülü üç aminoasitten oluşur, bunlar glisin, glutamin ve en önemlisi sülfürlü bir aminoasit olan sisteindir.

Vücudumuzdaki glutatyon yapımı yaşla birlikte ve kötü besleme, alkol, uykusuzluk, ilaçlar, çevresel toksinler ve stres gibi bir dizi faktörle azalır. Bu yüzden dışarıdan alınması gerekir. Laboratuvarda özel yöntemlerle hazırlanan bir biyoteknoloji ürünü olan Glutatyon, 30 yıldır takviye olarak kullanılıyor. Kişisel görüşüm, dışarıdan takviye etmek yerine, içeride glutatyon yapımını artırmaya çalışmak çok daha sağlıklı bir yol.

Glutatyonun intravenöz (damar içi), topikal (cilde sürülerek) veya bir inhaler yardımı ile solukla alınan formları var. Ayrıca kapsül ve sıvı formda oral takviye (ağızdan) olarak da alınabilir. Lakin, protein yapıda olduğu için mide asidine dayanıklı değildir. Eğer oral yolla alım tercih edilecekse lipozomal dediğimiz mide asidine dirençli formların kullanılması daha uygun olur.

Glutatyonu doğal yollarla da alabiliriz. Kuşkonmaz, avokado, ıspanak, bamya, brokoli, kavun, domates, havuç, greyfurt, portakal, kabak, çilek, karpuz gibi besinler glutatyon yönünden zengindir.

Ağızdan da alınsa, damardan da alınsa glutatyon kısa etkili bir üründür. Düzenli alınması etkinliğinin görülmesi açısından faydalı olur. O yüzden de bu ürünün bir protokolü yoktur. Tekrar belirtmeliyim, içerideki üretimi artırmak her zaman ilk hedef olmalı.

Vücutta glutatyon sentezinde görevli olan diğer maddeler ise şunlardır: Selenyum, N-asetil sistein (NAC), metilasyonu destekleyen vitaminler (biotin, B2, B6, B9 ve B12 gibi), Alfa lipoik asit (ALA), SAM-e, Magnezyum ve Silimarin. O yüzden birlikte alınması veya içeride üretimi artırmak için glutatyon yerine bu desteklerin alınması glutatyon sentezinin sağlıklı olması açısından daha önemlidir.

Glutatyon düzeyi yaşam süresi konusunda hassas bir ölçüttür. Yani glutatyon düzeyiniz ne kadar yüksekse sağlıklı ve uzun yaşam sürme ihtimaliniz o kadar yüksek görünüyor. Sağlıklı kalmak, hastalıkları önlemek ve yaşlanmanın etkilerinden korunmak, bağışıklık işlevi ve inflamasyonun kontrolü için glutatyon düzeylerinin yüksek tutulması gerekir.

Genel olarak glutatyon takviyesi güvenli olarak görülüyor. Burada önemli olan nokta ise suplementin dozu ve veriliş süresi. Klinik uygulamada çok farklı protokoller var. Kişinin ihtiyacına göre dozu, uygulama sıklığı, bazı vitamin, mineral ve enzimlerle birlikte verilmesi gibi farklı uygulamalar mümkündür. Tavsiyem uzun süreli, yüksek doz içeren glutatyon takviyesi yapılmaması yönünde.

Güçlü bir antioksidandır

Oksidatif stres, serbest radikallerin üretimi ile vücudun onlarla savaşma yeteneği arasında bir dengesizlik olduğunda ortaya çıkar. Adını sıkça duyduğunuz birçok hastalık oksidatif stresin yoğun yaşanması sebebiyle ortaya çıkıyor. Artık temiz yaşamak nerdeyse imkansız. Sürekli toksinlere maruz kalıyoruz ve bu durum hormonal bozukluklara, erken yaşta kanserlere ve daha birçok soruna sebep oluyor. Çözümlerden biri ise vücutta bulunan doğal glutatyon seviyesini arttırmak veya takviye etmek. Karaciğerimizin faz 2 dediğimiz sürecinde glutatyon miktarımız önemli.

Çok yüksek seviyelerde oksidatif stres, diyabet, obezite, kanser, romatoid artrit gibi birçok hastalığın öncüsü olabilir. Glutatyon, oksidatif stresin etkisini ortadan kaldırmaya yardımcı olur ve bu da hastalığı azaltabilir.

Journal of Cancer Science and Therapy’de yayınlanan bir makale, glutatyon eksikliğinin oksidatif stres seviyelerinin kansere yol açabilecek kadar artmasına neden olduğunu gösterdi. Ayrıca, artan glutatyon seviyelerinin, kanser hücrelerinin antioksidan seviyelerini ve oksidatif strese karşı direncini artırdığını gösterdi.

Glutatyonlar azaldığında serbest radikallere karşı korunamayız. Serbest radikaller çoğu zaman normal  hücre metabolik oksidasyonunun yan ürünleri ve toksik atıklarıdır. Anti-oksidanlar tarafından etkisiz hale getirilmediklerinde otoimmün hastalıklar, kanser ve kronik hastalıklara yol açabilir. Yani vücut yapılarına zarar verir. Glutatyona “anti –oksidan” denilmesinin nedeni serbest radikalleri yakalamasıdır. Antioksidanların dengede alınması gerekir, çünkü serbest radikallerin aynı zamanda apopitozis dediğimiz işe yaramayan hücrelerimizin ölmesinde ve mikroplarla savaşta görevleri vardır. Çok yüksek antioksidasyon da istediğimiz bir şey değil yani.

İnflamasyonu azaltır

İnflamasyon vücudunuzun hasara karşı oluşturduğu yanıttır. Kısa vadede bu tepki koruyucuyken sürekli hale gelirse yani kronikleşirse vücudumuza zarar vermeye başlar.

Glutatyon, inflamasyon sürecinde etkili olan nüklear faktör kappa gibi molekülleri bastırır. Geçirgen bağırsak, fibromiyalji gibi kronik inflamasyonla karakterize hastalıklarda glutatyon desteği almak inflamasyonu azaltarak tedaviye yardımcı olur.4

Karaciğer yağlanmasında hücre hasarını azaltır

Karaciğerdeki hücre ölümü -alkole bağlı olsun veya olmasın- glutatyon dahil antioksidanlardaki eksiklikle daha da kötüleşebilir. Glutatyonun, kronik yağlı karaciğer hastalığı olan bireylerin kanındaki protein, enzim ve bilirubin düzeylerini iyileştirdiği gösterilmiştir.

Çalışmalar, karaciğerde yağlanması olan kişilere intravenöz olarak yüksek dozlarda verildiğinde, glutatyonun, en etkili olduğunu gösteriyor. Ayrıca karaciğerde hücre hasarının bir belirteci olan malondialdehitte azalmalar gösterildi.

Kilo vermeye yardımcıdır

Yaş aldıkça daha az glutatyon üretiyoruz. 20 yaşından sonra glutatyon üretimi her 10 yılda %10 azalır. Baylor Tıp Fakültesi‘ndeki araştırmacılar, yaşlı bireylerde kilo yönetimi ve insülin direncinde glutatyonun rolünü keşfetmek için hayvan ve insan çalışmalarının bir kombinasyonunu kullandılar. Çalışma bulguları, düşük glutatyon düzeylerinin daha az yağ yakımı ve vücutta daha yüksek yağ depolaması oranları ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Yaşlı bireylerde glutatyon düzeylerini artırmak için diyetlerine sistein ve glisin eklenmiş. 2 hafta içinde yükselen glutatyon, insülin direncini ve yağ yakımını iyileştirmiştir.

Çünkü vücudumuz toksinleri yağ dokusunda hapseder.

İnsülin direnci ve Diyabetin kontrol altına alınmasında yardımcıdır

Bu konuda yukarıda bahsettiğimiz kronik oksidatif stres ve inflamasyon süreçlerinin kısır döngüler oluşturması söz konusu. Kronik stres ve inflamasyonun insülin direncine sebep olabileceğini biliyoruz. Aynı şekilde insülin direnci ve tip 2 diyabette aşırı insülin salınması ile inflamasyonun tetikleyebileceği bir diğer gerçek.

Bu kısır döngüleri kırmak için yapmamız gereken şey ise kilit noktayı bulmak. İnflamasyonun azaltılması daha az acıkmanıza uzun vadede daha az beslenmenize ve tedaviye katkı sağlamanıza yardım eder.

Uzun süreli yüksek kan şekeri, düşük glutatyon düzeyleri ile ilişkilidir. Bu durum, oksidatif strese ve doku ve sinir hasarına yol açabilir. Bir çalışma, glutatyonun öncülleri olan sistein ve glisin ile diyet takviyesinin glutatyon düzeylerini arttırdığını ve kan şekeri seviyelerine rağmen, dokudaki hasarın azaldığını gösterdi.

Periferik arter hastalığı olanlarda dolaşımı iyileştirir

Periferik arter hastalığı, periferik arterler plakla tıkandığında ortaya çıkar. En sık bacaklarda görülür. Yapılan bir çalışmada 5 gün boyunca bir gruba günde 2 kez damardan tuzlu su, diğer gruba glutatyon verildi ve her iki grup hareketlilik açısından analiz edildi. Glutatyon alan gruptakilerde dolaşımın iyileştiği ve daha uzun mesafelerde ağrısız yürüme yeteneğinin arttığı gösterildi.

Otoimmün hastalıklara karşı savaşmaya yardımcı olur

Otoimmün hastalıkların neden olduğu kronik inflamasyon oksidatif stresi artırabilir. Bu hastalıklar arasında romatoid artrit, çölyak hastalığı ve lupus bulunur. Güvenilir bir araştırmaya göre glutatyon, vücudun immünolojik yanıtını düzenleyerek oksidatif stresi azaltmaya yardımcı olur. Otoimmün hastalıklar, belirli hücrelerde mitokondrilere saldırır. Glutatyon, serbest radikalleri ortadan kaldırarak hücre mitokondrisini korumak için çalışır.

Kas performansını artırır

Araştırmalar artan glutatyon düzeylerinin kas hasarını azalttığını, kas kuvveti ve dayanma gücünü artırdığını ve metabolizmayı yağ depolamadan kas yapımına kaydırdığını göstermektedir.

Glutatyon tedavisi aşağıdaki durumlarda kullanılabilir:1,2,3,4,5,6,7

  • Fiziksel performansı artırmak
  • Kronik yorgunluk, uykusuzluk, ağrı ve fibromiyalji semptomlarını azaltmak
  • Anti-aging
  • Cilt lekelerini açmak
  • Bağışıklık sistemini güçlendirmek
  • Zayıflama rejimlerine destek olmak
  • Kalp ve damar sağlığını desteklemek
  • Kanser tedavilerinde yan etkileri azaltmak
  • Saç dökülmesi ve tırnak kırılmasında
  • Alerjik ve romatizmal hastalıklarda tedaviyi desteklemek
  • Parkinson, Multipl Skleroz gibi nörodejeneratif hastalıklarda yorgunluğu azaltmak ve rehabilitasyonu kolaylaştırmak
  • Yaşlılarda yaşlılığa ve emilim bozukluklarına bağlı semptomları azaltmak için kullanılır.

Kaynak: https://rezancezan.com/saglikli-ve-uzun-bir-yasam-icin-glutatyon/